20.2.10

Bak simdi

2008 Eylulunde ayak bastigimda buraya bolumun ikinci katinda insaat vardi.
Koskocaman bir laboratuvari 3 tane buyuk ofislere donustureceklerdi.
Bolum kadrosunu genisletmek istiyordu.
Ayni zamanda Graduate ogrenci dedikleri PhD. ve M.Sc. ogrencilerine kendi binalarinda ofisleri olsun istiyorlardi.
Hal boyle olunca bizde orada burada kutuphane koselerinde birkac ay insaatin bitmesini bekledik , surunduk.
Hal boleyken benim yeter bu damarim iyice gun gectikce artmaya devam etti.
En sonunda bir gun,odalarimizi secmemiz icin kura cekiminin ne zaman yapilacagini bildiren bir email geldi.
Odaya girdim. Benimle birlikte yeni gelen diger M.Sc. ogrencileriyle eskilerde toplanmis, kuramizi cektik ve en guzel odalardan birini cektim.
Tamam artik bitti toplanti isimizin basina geri donucez derken bu seferde basladi bolumun yuksek lisans ogrenci toplugu icin her yil yapilan baskanlik secimleri.
Oturdugum yerin onundeki masanin ustune oturmus birisi basladi konusmaya. Gorev dagilimindan , iceriklerinden, kim ne yapicak kim ne edicek ama bunlari anlatirken daldirmis bakislarini bi bana anlatiyor. Ben de bolumde goruyorum onu ama tanismamisiz hic bir alakam yok ve cok rahatsiz olmaya baslamisim artik kacirip kacirip duruyorum bakislarimi ama nafile...En sonunda toplanti bitti ve dagildik.
Ilk boyle oldu ve girdi hayatima.
Kanada'da zirlayip isyan ettigim gunlerde omzunu uzatan teselli eden, sebeklikler yapip keyfimi yerine getirmeye calisan ve hep yanimda olan o oldu. Benjamin. Bircok konuda cok minnettarim ona. Hayata dair , sevgiye dair, saygiya dair, bilime dair yaptigim onca paylasim , evine Halifax'a yaptigim kucuk gezinti, ailesinin kapisini sonuna kadar acmasi, bircok sey var daha. Ogrendigim bircok sey oldu ondan. Benimde ona ogrettigim.
Bir gun geldi ben avustralya'ya gitmeyi dusunuyorum ne diyosun dedi. Super dedim. Sonra o isin pesinde kosturdu. Diger yandan birden karsisina nefret ettigi Toronto'dan olan bir hoca cikiverdi. Kalkti gitti Toronto'ya. Bir dondu  bu is tamamdir hersey oturuyor yerine, ben Toronto'ya gidiyorum dedi. Yine ne diyosun dedi. Fikrimi caldin, toronto'yu once ben istiyodum dedim.
Simdi ikimizde heyecanla basvurumuzun sonucunu bekliyoruz. Gerci ben kesin gozuyle bakiyorum onun kabulune. O da benimkisine ama ikimizinde kendine guveni hic yok bu konuda.
Doktoraya baslamasina yaklasik 7 8 ay olunca "Ben" bizim bolumdeki bir baska ogrenciyle birlikte baslattiklari yolun yolcusu olmaya karar werdiler. Etiyopya'da universite'de hocalik yapmak.
Sadece kucuk bir planla, birkac kere gidilen pub'ta birkac bira ardindan cikan bu fikir o kadar buyuk bir proje haline geldi ki. Yuzlerce kitap toplanilmaya baslandi, mikroskoplar, ince kesitler... Onlarda eksik olabilecek ve islerine yarayabilecek jeoloji adina ne varsa topladilar. 3 kisi tuttular yolunu Etiyopya'nin.
Gideli 3 hafta oldu. Inanamiyorum. Zaman ne kadar cabuk geciyor.
Bolumun butun havasi degisti. Koridorlarda manyak manyak ziplayan ikilinin bir tanesi gitti artik. Herkes cok ozledi onu, biliyorum. Surekli soruyorlar.
Haber aldin mi, Elif?
Aldim diyorum.
Imkani oldugu her zaman mail atiyor.
Mailinden bile degistigini anlayabiliyorum. Onun icin bu macera bu gezinti cok ama cok onemli. Bambaska dunyalar tanimayi gormeyi o kadar cok seviyor ki. Jeolojiye asik olan hangimiz ole degiliz ki? ama onunkisi bambaska sistemin farkliligi, insanlari durumu hersey bambaska. Kanada nerde Etiyopya nerde.
Bu seruvenini basariyla tamamlayip sonra da cikacagi tatilinin bir ayaginda bulusmayi konusuyoruz ama bakalim benim tez yazimim nasil gidicek.
Bu yaziyi yazdim cunku kendime bile itiraf edemiyordum ama bende Ben'i cok ozledim aslinda.
No you're funny, Benny boy!
Yolu acik olur umarim.


Simdi mezun oldu. Basariyla bitirdi M.Sc. sini. Makaleler yayinlamak icin Ottawa'da kaldi 5 6 ay daha. O donemde bitince artik

Hiç yorum yok: