12.9.11

Tepedeki Yanlızlık


Genel bir tavır vardır bir coğumuzda, hayat ben plan yaparken benimle dalga geçercesine planlarımı alt üst eder ve ömür bu şekilde geçer gider.
Toplum olarak inatla umutsuzluğa itildiğimiz bu günlerde artık hemen hemen herkesin kafasında aynı soru "Ben nasıl mutlu olabilirim? ve mümkünse bunu en çabuk ne zaman hayata geçirebilirim?" 
Hep bir telaş hali üzerimizde. Hayat akıp giderken sanki isteklerimiz rüyalarımızda elimizden kayıp gidiyormuşçasına bir telaş.
Oysa ki ne gelecek olanı biliriz ne de ona göre bir plan yapabiliriz.
Önceden güzel görünen sonradan tam tersini temsil eder olur.

Tüm bunları sorgulamak anlamaya çalışmak insanların belki yıllarını alıyor, farklı bakış açılarına sahip olmayı beceremediğimizden olsa gerek diye düşünüyorum. Bizim için iyi olan iyi kötü olan kötü, güzel olan güzel çirkin olansa çirkindir.

"Tepedeki Yanlızlık". Afşar Timuçin'in deneme/roman türündeki kitabı da işte tam bunlardan bahseder.
Içinde hem sosyolojik olarak genelleştirilebilecek sorun ve soruları barındırdığı gibi, kendini diğer hikayelerden ayırt ettiricek olayları da bulundurur.

Bazen insana bir kitap farkettirir bazen de tecrübeler. Parallellik görebilmeyi, yaşayabilmeyi, kendi hayatımızla o tecrübe ya da kitap arasında becerebildiğimizde somut değişikliklerin ardından gelmesi an meselesidir.

"Tepedeki Yanlızlık" kitabı buna benzer birşeyi yaşattı bana okurken. Afşar Timuçin'in kitaplarındaki deneme tarzını felsefe ile birleştirmesini çok başarılı buluyorum. Tamamen kendi külahını kitaba verip akıp gidiyorsun içinde. Sağlam bir felsefe kitabı okuru olmamama rağmen hic zorlanmadan bu kitabı okuyabildim. Bunu yazarın kendi altyapısını, kalemiyle girift, harmanlamasını çok dengeli yaptığı için başarabildiği düşünüyorum. 

Ne çok felsefik ne çok sorgulayıcı ne sadece deneme ne de saf bir roman, bu kitap.

En son olarak, kitaptan beğendiğim bir kısmı ekleyerek yazıma son veriyorum. 


"Ne kadar istemli olursak olalım yaşamın bize neler getirecegini bilemeyiz. Kendi yaşamına alabildiğine egemen olduğunu sanan kişi bile ummadığı bir yerde öyle bir şeyle karşılaşır ki aptala döner. Yaşam karşısında usta yönetici rolünü oynamaktan geri durmak ama gene de her adımını hesaplı atmak doğru olur. Kim bilebilir yarın karşımıza neler cıkacağını! Yarın dediğimiz o bilinmez o yaşanmamış zaman parçası bizi nerelere sürükleyecek, bize neler verecek ve bizden neler götürecek? Zaman böyle birşey işte; verdiği kadarını geri alıyor." Tepedeki Yanlızlık



Hiç yorum yok: