Genel bir tavır vardır bir coğumuzda, hayat ben plan yaparken benimle dalga
geçercesine planlarımı alt üst eder ve ömür bu şekilde geçer gider.
Toplum olarak inatla umutsuzluğa itildiğimiz bu günlerde artık
hemen hemen herkesin kafasında aynı soru "Ben nasıl mutlu olabilirim? ve
mümkünse bunu en çabuk ne zaman hayata geçirebilirim?"
Hep bir telaş hali üzerimizde. Hayat akıp giderken sanki
isteklerimiz rüyalarımızda elimizden kayıp gidiyormuşçasına bir telaş.
Oysa ki ne gelecek olanı biliriz ne de ona göre bir plan
yapabiliriz.
Önceden güzel görünen sonradan tam tersini temsil eder olur.
Tüm bunları sorgulamak anlamaya çalışmak insanların belki
yıllarını alıyor, farklı bakış açılarına sahip olmayı beceremediğimizden olsa
gerek diye düşünüyorum. Bizim için iyi olan iyi kötü olan kötü, güzel olan
güzel çirkin olansa çirkindir.
"Tepedeki Yanlızlık". Afşar Timuçin'in deneme/roman
türündeki kitabı da işte tam bunlardan bahseder.
Içinde hem sosyolojik olarak genelleştirilebilecek sorun ve
soruları barındırdığı gibi, kendini diğer hikayelerden ayırt ettiricek olayları
da bulundurur.
Bazen insana bir kitap farkettirir bazen de tecrübeler.
Parallellik görebilmeyi, yaşayabilmeyi, kendi hayatımızla o tecrübe ya da kitap
arasında becerebildiğimizde somut değişikliklerin ardından gelmesi an
meselesidir.
"Tepedeki Yanlızlık" kitabı buna benzer birşeyi yaşattı
bana okurken. Afşar Timuçin'in kitaplarındaki deneme tarzını felsefe ile
birleştirmesini çok başarılı buluyorum. Tamamen kendi külahını kitaba verip akıp
gidiyorsun içinde. Sağlam bir felsefe kitabı okuru olmamama rağmen hic
zorlanmadan bu kitabı okuyabildim. Bunu yazarın kendi altyapısını, kalemiyle
girift, harmanlamasını çok dengeli yaptığı için başarabildiği düşünüyorum.
Ne çok felsefik ne çok sorgulayıcı ne sadece deneme ne de saf bir
roman, bu kitap.
En son olarak, kitaptan beğendiğim bir kısmı ekleyerek yazıma son
veriyorum.
"Ne kadar istemli olursak olalım yaşamın bize neler getirecegini
bilemeyiz. Kendi yaşamına alabildiğine egemen olduğunu sanan kişi bile ummadığı
bir yerde öyle bir şeyle karşılaşır ki aptala döner. Yaşam karşısında usta yönetici
rolünü oynamaktan geri durmak ama gene de her adımını hesaplı atmak doğru olur.
Kim bilebilir yarın karşımıza neler cıkacağını! Yarın dediğimiz o bilinmez o
yaşanmamış zaman parçası bizi nerelere sürükleyecek, bize neler verecek ve
bizden neler götürecek? Zaman böyle birşey işte; verdiği kadarını geri alıyor." Tepedeki Yanlızlık
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder